Kuzenim, dayımın
kızı Lale Ablam (Lelen Abla diye seslenirmişim küçükken!) pekçok
yetişkin kız çocukla beraber babasına yani dayıma mektup yazmış, üç blogger
kişisi de almış bu mektupları kitap
haline getirmiş; bu harikulade kitabın adı, İmza: Kızın. Daha önceden
yayımlandığını öğrendiğim kitabı Remzi Kitabevi’ni dolaşırken gördüm ve hemen
aldım. Tabii alelacele dayıma yazılmış bölümü açtım, okudum, haliyle kitapta akrabam
ve tanıdığım tek kişi o olduğundan mütevellitJ
Ortak
anılarımızı da hatırlayıp kah gülümseyip kah duygulanarak, azıcık da gözlerim
ıslanarak okudum yazıyı. Sonra sevinçle anneme ve babama okutmak üzere yola
çıktım..
Babam yazıyı
okuduktan sonra, 'neden senin de yazın yok?' diye sordu. Haberim yoktu,
bilmiyordum vs dedikten sonra, ‘Olsun ben de sana bloğumda yazarım babacığım’
dedim ve işte şimdi yazıyorumJ
Sevgili
Babacığım,
Hatırlar mısın, küçükken,
ilkokulda sana bir şiir yazmıştım ve yıllar sonra bile o şiir hepimizi
güldürürdü:
Babam evin
reisi,
Var mı onun
gibisi,
Bizim için
çalışır,
Bize
istediğimizi alır.
Bu kısa ve öz
şiiri yazdığımda annem, ‘kızım ben almıyor muyum?’ şakadan diye serzenişte
bulunmuştu:)
Sen hep bana
doğruluğu, dürüstlüğü ve erdemli insanın olmanın önemini anlattın. ‘Devletin
bir toplu iğnesini aşırmakla, milyonlarca lirayı aşırmak arasında mentalite
olarak hiç fark olmadığını’ senden öğrendim. Bu yüzden işyerinde sorumlu
olduğum sağlık bölümünde dolaplar dolusu yara bandı varken, kendi yara bandımı
bile gidip marketten aldım..Üstelik en yakın arkadaşımın ‘sen enayisin’
deyişine hiç aldırmadan..
Başka aileler
bize ziyarete geldiğinde misafir çocuklarla tüm oyuncaklarımı paylaşmayı ve
onlara ne yaparlarsa yapsınlar iyi davranmayı; cinsiyet, din, fikir ayrımı
yapmamayı da senden öğrendim ve bilmiyordum ki bu öğrendiklerim tüm yaşamıma
damgasını vuracaktı..
Okulda başarısız
olmamın ölçüsü 10 üzerinden 8 almaktı ve ben 8 alırsam sana söylemekten
çekineceğim ve seni üzeceğim için hep 10 almaya çalıştım, ve sonuç: hep okul
birincisi oldumJ
Kitapları her
seferinde bir-iki tane değil, seri olarak aldığın için Can yayınları ve Arkadaş
yayınları çocukluğumun en cici, en yakın arkadaşları oldular, onlarla büyüdüm,
onlarla hayatı, insanları öğrendim..
Müzik sevgimi pekiştiren
olay, ilk çocukluğumda Tokat’ın Turhal ilçesinde yaşarken, taa Ankara’dan o zamanın
en iyisi ‘Zenger’ marka mandolini alman olmuştu, müziği o kadar sevdim ki, hala
hayatımın en değişmez ve en nadide parçalarından bir tanesi..
Ve babacığım, senin
bana öğrettiğin belki de en değerli ve en önemli şey; insanları, tüm canlıları sevmek,
ama hep sevmek; herşeye rağmen sevmekten vazgeçmemek oldu..
Babacığım iyi ki
varsın, seni çookkk seviyorumJ
İmza: Tacımış’ınJ