7 Mayıs 2010 Cuma

İLYADA SEZER'İN MEKTUPLARI



Bu nick-name’i taa üniversite 2. sınıftaykene bulmuştum, daha o zamanlar bilgisayarlar bu denli gelişkin değildi, internet yoktu. Ama ben iletişimin başka bir yolunu, mektupları kullanıyordum diğerleriyle ‘iletişmek’ için.
Yeni Gündem diye bir derginin mektuplaşma sayfasına şöyle yazmıştım yanlış hatırlamıyorsam:

‘Merhaba, ben İlyada. Tıp Fakültesi 2. sınıfta okuyorum. Tıp, edebiyat ve müzik alanlarıyla ilgileniyorum. Bana yazarsanız sevinirim…’

İşte bu çağrıya karşılık onlarca mektup geldi, sanırım 200 tane falandı. O kadar ilginç mektuplar alıyordum ki..Türkiye ve hatta yurtdışından, okumuş-okumamış, kız-erkek, siyasi-apolitize, genç-yaşlı bir sürü insan..Çok keyifli bir mozayikti. Mektupları hala saklarım.

İki ayrı şehirde yaşayan ve doğru düzgün okuma yazma bilmedikleri mektuplardan anlaşılan iki kardeşin mektubunu almıştım da, ne kadar şaşırmıştım! Türkiye’nin halleri işte..

Bu mektuplardan sadece iki tanesine yanıt verdim. Ve bir tanesiyle 1987’de başlayan mektup dostluğumuz, 2007 yılına dek sürdü. Şimdi internet üzerinden mailleşiyoruz hala. Herhalde 500 mektup almışımdır ondan. Hepsi hala kocaman iki kutuda duruyor.

Hayatımın en keyifli yazışmalarıydı bu mektuplar. Onlar sayesinde büyüdüm, olgunlaştım ve kozamı yırtıp bir kelebeğe dönüştüm. Öyle katkısı oldu ki bu mektupların bana.. Belki merak edersiniz diye yazayım: Bu mektuplarda hiçbir zaman kişisel bilgiler ya da hayatın olayları yer almadı; her zaman fikirleri ve kitapları tartıştık uzun sayfalar boyunca.

Mektupları severim, güzel yazıyla yazılmış olanları, işte onları daha çok severim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder