15 Haziran 2011 Çarşamba

ÇILGIN BİR ANATOMİSTİN ANATOMİSİ


Geçtiğimiz Mayıs ayında hem bildiri sunmak, hem yerli ve yabancı meslektaşlarla bir araya gelip dimağıma yeni bilgiler eklemek ve yeni fikir açılımları yapmak üzere Bursa Anatomi Sempozyumu’ndaydım.
Bilimsel sunumların yapılacağı binaya ilk adımımı attığım anda, karşımda Body Worlds adlı serginin mimarı, canlı insan dokusunu ölümden kısa süre sonra ‘plastinasyon’ adını verdiği bir yöntemle bozulmadan saklamayı bulan Alman anatomi bilgini olan Gunter Von Hagens’ı görmek beni oldukça şaşırttı ve heyecanlandırdı doğrusu.
Çeşit çeşit, muhteşem kadavra örnekleri ya da kesitleri değil, yaptığım işin dünya çapında başarılı olmuş bir ustasını görmekti asıl beni heyecanlandıran..
Tüm gerçek büyük ustalar gibi, o da sanki yaptığı oldukça normal bir işmiş gibi, sıradan biri edasında köşede oturuyor, ara sıra yanına gelip sohbet etmek isteyenlerle ilgileniyordu. Sergide tek anlayamadığım şey, tüm yapıtların satılık olmasıydı. Epey yüksek fiyatlar içeren bu şaheserlere, çoğu yerli ve yabancı anatomist nedense uzak kalmayı tercih etti..
Merak edenler için biraz bilgi vereyim: Gunter von Hagens, 10 Ocak 1945 tarihinde, Polonya’da dünyaya geldi. Henüz 5 günlükken Rus askerlerden kaçan ailesi ile beraber Almanya sınırına doğru yolculuğa çıkan Hagens, babasının Alman SS birliklerinde aşçı olarak çalışması sayesinde savaşın yıkımından ailesi ile Doğu Almanya’ya kaçabildi ve de çocukluğunu bu ülkede geçirdi. Kan pıhtılaşma bozukluğu (Hemofili) hastası olan Hagens, ufak bir yaralanmanın ardından altı ay boyunca hastanede kalmak zorunda kaldı; bu dönemde tıp bilmine olan ilgisi gelişti ve de liseden sonra Jena Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne kayıt oldu. 1969 yılında Çekoslovakya’nın işgale uğramasının ardından siyasi eğilimleri nedeniyle Almanya’dan kaçmaya çalışırken yakalandı ve de iki yıla yakın bir zamanı hapishanede geçirdi. 1970 yılında hapisten çıkmasının ardından tıp eğitimini tamamlayan Hagens, 1975 yılında ise Heidelberg Üniversitesi’nden doktorasını aldı. İki yıl kadar bu üniversitede patoloji ve anatomi dallarında çalışan Hagens, asıl ününü ise 1977 yılında icad ettiği ve 1978 yılında patentini aldığı ‘plastination’ (ölü dokuları plastikle kaplayıp anatomi amaçlı kullanmak) yöntemi sayesinde kazandı. Yıllar içerisinde bu tekniği ilerleten Hagens, 1993 yılında Heidelberg’de dünyanın ilk Plastination Enstitüsünü hayata geçirdi. Body Worlds adını verdiği anatomi sergisi ile bütün dünyayı dolaşan Hagens, Türkiye’de de sergisini açmış, hayranlıktan korkuya kadar uç noktalarda pek çok tepki almıştır.
****
Prof. Dr. Von Hagens, Hürriyet’te yer alan, 2010 yılında yapılan İstanbul’daki sergi açılışında yaptığı konuşmasında sergisinden şöyle bahsediyor: ‘İnsan bedenini anatomik bir hazine, büyük bir harika olarak görüyorum. Bu evrim, mühendislik ve zeka harikası beni şaşırtmaya devam ediyor ve henüz tüm sırlarını bana açıklamış değil.
Von Hagens, serginin bazı çevrelerde, ‘sanat eseri’ olarak değerlendirilmesine ilişkin olarak ise “Ben insan bedenini güzelleştirerek sergiliyorum. İnsan anatomisi işi, sanat olarak değerlendirilemez. Ancak ‘başyapıt’ olarak değerlendirebilirsiniz’ demiş..
Ben kendi adıma Prof. Von Hagens’ı oldukça alçakgönüllü, son derece disiplinli ve yaptığı işe aşık buldum. Sempozyumun ilk gününde, yaptığı şaheserlere bakarken bir ara yanıma gelip, İstanbul’daki sergisinde sergilediği yapıtlarla ilgili olarak ‘Hangisini en çok beğendiniz?’ diye sorarken, gözlerindeki hiç sönmeyecek amatör bilimci ışığını fark ettim. Kendi adıma bu ışığın hiç sönmemesi için gayret eden biri olarak, hala bir şeyleri merak ediyor oluşuna hayran oldum.
Sizin de gözlerinizdeki merak ışığının hiç sönmemesi dileğiyle ve sağlıcakla kalın..

1 yorum:

  1. İstanbulda ki sergiyi zevkle biraz da tedirginlikle gezmiştim Fundacım. ne de olsa onlar daha önce yaşamış insanlardı... Plastinite olmuş olsalar bile... İnsanı insan yapan ruhudur rudur diye kendime telkinleryapmıştım:))
    Ama bir anatomistin gözünden görmek nasıl heyecan vericir tahmin bile edemiyorum...

    YanıtlaSil