22 Kasım 2010 Pazartesi

GÜLE GÜLE KOMİSER KOLOMBO

Bütün çocuklar eniştelerini sever. Ben de severdim, Ali Enişte’yi, nam-ı diğer Komiser Kolombo’yu.. Bana sürekli hediyeler getirdiğinden ya da şımarttığından, evdeki bir çocuk için kısıtlama anlamına gelen kuralları çiğnememe izin verip destek çıktığı için değil, çok ama çok iyi bir insan olduğu ve inanılmaz derecede Komiser Kolombo’ya benzediği için. Üstelik sadece görüntüsü değildi benzerliği vurgulayan… Hafif çatallı ve derinden gelen sesi, durup düşünerek ve hafifçe başını öne eğip gözlerini yana devirerek konuşması, onu sahicisini solda bırakan bir benzeyişe sahip kılardı.


Eniştem Komiser Kolombo’ya benzetilmesine hiç kızmaz, tersine gülümseyerek onaylardı. Hatta daha da benzetsinler diye kendine açık renk bir pardesü ve koyu renk bir şapka bile almıştı!

Çocukluğumda hemen her yaz İstanbul’a teyzemle eniştemi ziyarete giderdik. Eniştem her sabah daha bizler uyanmadan saat 5 gibi kalkar, giyinip dışarı çıkar, gazetesini alıp eve gelir, çayı demler, sonra da koca bir demlik çayı bitirdikten, koskoca gazeteyi en ince detayına kadar okuduktan sonra yeni kalkmış olan teyzemle bize kahvaltı hazırlardı. Çocuk gözüyle hep bir roman kahramanına benzetirdim onu. Şahsiyeti de yüzü ve konuşması gibi hepimizden farklıydı..

Aradan uzun yıllar geçti, hayat koşturmacası, okullar derken ziyaretler seyrekleşti, ancak telefonlarda ya da özel günlerde görüşülmeye başlandı, eskisi kadar sık göremiyordum onu. Ancak bir gün İstanbul’dan ani gelen haberle derinden sarsıldık: Eniştemin beyninde bir tümör saptanmıştı ve bir süredir kimseyi hatırlamaz ve tanımaz olmuştu..

İstanbul’a vardığımızda teyzem üzüntülü ve endişeliydi, artık umudunu yitirmişti ve doktorların da söylediği gibi, eniştemin ‘iyileşmesi imkansızdı’. İçeri girdiğimizde gelen kimseyi, hatta çocuklarını bile tanımadığını, sadece onunla konuştuğunu ve çoğu kez kendisini görmeye gelenlere hakaret edip kapı dışarı ettiğini anlattı. Bize de aynı şekilde davranırsa üzülmememizi telkin etti.. Annem, babam ve benim hiç umurumuzda değildi bu durum, bizi kapı dışarı etse de, bağırıp çağırsa da onu son bir kez daha görmek istiyorduk, sevgili Komiser Kolombo’muzu.. Bir süre teyzemle geçmişten, şimdiden, oradan buradan sohbet ettik. Bekleyişin ağırlığı üzerimize çökmeye başlamıştı ki, içeriden, yatak odasından eniştemin sesi duyuldu:’Hikmeett!’..

Teyzem geri döndüğünde, eniştemin kalkabileceğini ve içeri gelmeye hali olduğunu söyledi. Sevindim, onu tekrar görecektim!

Eniştem, salonu arka odalara bağlayan koridorun köşesinden yavaş yavaş döndüğünde artık yerimde oturamaz olmuştum. Ancak teyzem bize yerimizde oturup herhangi bir harekette bulunmamamızı öğütlediğinden, öylece oturmak zorunda kaldım. Sessiz bir bekleyişti. Yavaş yavaş yanımdaki koltuğa doğru gelmeye çalışırken, üzerindeki gri renkli saten pijamayla yüzünün aynı renkte olduğunu fark ettim. Salonda müthiş bir sessizlik vardı.. Kimse konuşmaya başlayamıyordu; ne annem, ne babam, ne de ben.. Sadece ona bakıyorduk, yüzlerimizde belli belirsiz bir gülümseme ve içimizde derin bir üzüntüyle. Ondan gelebilecek her türlü tepkiyi kabullenmekle ilgili bir şeydi bu, bekliyorduk sadece..

Komiser Kolombo, içinde bulunduğu durumdan ötürü kendinden beklenmeyecek derecede güçlü bir sesle sessizliği bozdu:

‘Bu akşam buraya geldiğiniz için sizlere çok teşekkür ederim. Beni çok mutlu ettiniz, ömrüme ömür kattınız!..’

Bizi tanımamıştı.. Ama bakışlarımızdan, duruşumuzdan, geçmişten gelen ve onu çok seven ‘birileri’ olduğumuzu anlamıştı. Bizleri ‘Sizi tanımıyorum’ diyerek kapı dışarı etmeyi değil, onurlandırmayı tercih etmişti. Komiser Kolombo yine, herkesten farklı biri olduğunu ispat etmişti herkese..

O gece hep beraber, yeni tanışmış ama birbirini hemen çok seven ve sayan insanlar gibi sohbet edip pasta yedik onunla. Onu son görüşümdü, ama nedense mutsuz değildim..

Güle güle sevgili Komiser Kolombo, seni unutmayacağız..

2 yorum:

  1. Çay içemek için erkenden kalkması beni çok şaşırtırdı... herkes kalkana kadar iki kez çay demlerdi... anlattığı fıkraları, hep güler yüzü ile çocukluğumun şen hatırası güzel rengi...

    YanıtlaSil
  2. Hikmet Teyzeme de buradan selam olsun, Pamuk Teyzem benim..

    YanıtlaSil